Park Camii
  MÜSLÜMAN İSLAMI DOĞRU ANLAMALIDIR
 


 MÜSLÜMAN İSLAMI DOĞRU ANLAMALIDIR



Bir Müslüman için önce İslam’ı öğrenme ihtiyacı vardır. İslam’ı yaşayabilmek için bu zarurettir. Burada en önemli şey doğru kaynaktan doğru bir şekilde öğrenilmelidir. Bunu böyle yapmayan, yanlış hedefe giden kimse gibi şaşıracak ve önce kendi zarar görecektir. Sonra da etrafını sapıtacaktır.

Sağlıklı bilgiler doğru kaynaktan alınmadığı için İslam dışı fikirler yayılacaktır. Sonuçta kafalar karışacak dinden ve Allah’tan uzaklaşılacaktır.

Peygamberimiz: “İş ehline verilmediğinde kıyameti bekle.” (Buhari, Rikak: 35) bu duruma işaret etmiştir. İşte bu gün bu sıkıntı yaşanıyor. Adam koltuğuna kaykılıyor, ayak ayak üstüne atıyor; hiç duyulmadık şeyler söylüyor. Din yaşanmaktan çıkıp tartışılmaya başlanıyor.

Peygamber (as): “İlmi, bilenlere karşı böbürlenmek, bilmeyenlerle münakaşa etmek veya mevki – makam elde etmek için öğrenmeyin. Kim böyle yaparsa ateştedir” diyor. (İ. Canan, Hadis Ans: 16/522)

İslam, Allah Resulünün insanlığa sunduğu biçimde öğrenilmeli ve yaşanmalıdır. Peygamber (as): “Beni nasıl namaz kılar görürseniz öyle namaz kılınız” buyurmuştur. İslam’ın başka türlüsü olmaz. Kimse “bence böyle” diyerek İslam’dan konuşamaz. Konuşursa, İslam dışı olur.



a. Nasıl iman edilmelidir?

Önce iman esasları noksansız, tartışmasız kabul edilmelidir. Şüphe hali olmamalı ve iman amele dönüştürülmelidir.

İman, teslimiyettir, bilgi ile olur. Taklidi iman olmaz. İnsanı isyana, inkara ve tartışmaya götüren taklidi imandır. Kur'an-da: “Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın” uyarısı yapılmıştır. (Haşr: 19)

İslam dışı Kur'an dışı din olmaz. Hasta doktorun yazdığı reçetedeki ilaçlara ne kadar muhtaçsa, Müslüman’ım diyenin de Kur'an-daki talimata ondan daha çok ihtiyacı vardır. Meyvesiz ağacın ateşe odun olduğu gibi amelsiz kimsede cehennem yakıtı olacaktır.

Ne derler; Müslümanlık imanla başlar ama amelle devam eder. Yoksa boş söz dile zahmettir.

İnsan ölünce her şey onu terk eder de yalnız ameli onu terk etmez. Kur'an-da: “İnanıp iyi işler yapanları Rableri rahmetine kabul eder. İşte apaçık kurtuluş budur.” (Casiye:30) buyrulur.

İman tam olmazsa Allah’tan başkasına kulluk başlar. Allah'ın kulu üzerindeki hakkı unutulur. “Benim kalbim temiz, benim ibadetim yapıldı, Allah'ın benim ibadetime ihtiyacı mı var?, ibadet edecek vaktim yok” gibi sözler duyulmaya başlanır.

Artık kişinin özü sözü birbirine uymaz. Neden? Cetvel eğri ise, çizgi doğru olur mu? Olmaz.

İnsan, yapmadığını söylemeye, söylediğini de yapmamaya başlar. İyiliği tavsiye eder, kendi yapmaz. Kötülükten uzaklaştırmak ister, kendi kötülüğü terk etmez. Böylelerini Allah Kur'an-da kınıyor.

- “İnsanlara iyiliği emredip kendinizi unutur musunuz?” (Bakara: 44)

- “Yapmayacağınız şeyi niçin söylersiniz?” (Saf: 3) diyor.

Din hakkındaki bilgiler doğru kaynaktan ve itikadı düzgün kimselerden öğrenilmediyse, şeytan devreye girer; takıntılar, vesveseler, dini kendine göre anlamalar başlar. Fare gibi un çuvalının ağzını bırakıp tabanından deler.

İtikadı düzgün olmanın yolu, dini aynen korumaya ve yaşamaya çalışmaktan geçer. Kim de şöyleymiş, böyleymiş diyor farklı konuşuyor ve farklı yaşıyorsa, onun itikadı düzgün olmaz.

İnandım diyen de imanını ve itikadını koruma hassasiyeti olmalıdır. İnsanımız zayıf, birilerine inanıveriyor, kanıveriyor. Bir zamanlar şeytan da inanıyordu. Hem de meleklerin hocasıydı. İmanını koruyamadı, aldatan saptıran durumuna düştü. Şimdi imanı zayıf, itikadı bozuk kimseleri sapıklıktan sapıklığa sürüklüyor.

Günümüzde en önemli şey imanı korumak ve itikat bozukluğuna düşmemektir.



b. Müslüman doğru insan demektir.

Müslüman’ın iyi olabilmesi ve iyiliğe ulaşabilmesi için kaliteli insan olması lazım, hayırlı ve doğru kimse olması lazım.

Doğruluk, insanın özünde, sözünde ve işinde olmalıdır. Öz doğru olmadan söz doğru olmaz. İşi de yamuk olur. Her yamuklukta da mutlaka bir kötülüğün tohumu vardır.

Kalp doğru olmadan, niyet iyi olmadan amel doğru olmaz.

Doğruluk İslam ahlakıdır. Kur'an-da:

- “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.” (Tövbe: 119)

- “Ey iman edenler! Allah’tan korkun kötülük yapmaktan sakının.” (Ahzab: 70)

- “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” (Hud: 112) emirleri vardır.

Peygamber (as)da şöyle buyurmuştur:

- “Doğru olun. Çünkü doğruluk hayra, hayır da cennete götürür. Kişi doğru olunca, Allah'ın yanında doğrulardan yazılır. Yalandan sakının. Çünkü yalan günaha, günah cehenneme götürür. Kişi yalan söylemeye başlar da yalana devam ederse, Allah'ın yanında yalancı diye yazılır.” (R. Salihin: 54)

Eğer bugüne kadar Müslümanlar olmaları gerektiği gibi olsalardı, Allah onlara gökyüzünün gürültüsünü, yeryüzünün sarsıntısını işittirmezdi.

Geçmişte ceza görenler, zamanımızda da sıkıntı çekenler hep doğruluktan ayrıldıkları için onu hak etmişlerdir.



c. İslam’ı doğru anlamak nasıl olur?

1.Doğru bir imanla olur. Kur'an-da: “İnsanların çoğu ortak koşarak inanırlar.” (Yusuf: 106) buyrulur. İmanda eksiklik ve şek şüphe olursa, İslam doğru anlaşılmaz.

2. Hayrı da şerri de yaratanın Allah olduğunu ve seçenin kul olduğunu bilmekle olur.

3. Her şeyin yaratıcısının Allah olduğunu bilmekle olur. Kur'an-da: “Sizi de yaptıklarınızı da yaratan Allah’tır.” (Saffat: 96) buyrulmuştur.

4. İslam’ın son din, Hz. Muhammedin son peygamber ve Kur'an-ın son ilahi kitap olduğunu kabul etmekle olur.

5. Ölümü hak bilmekle olur. Yaratan Allah, yaşatan Allah bir gün öldürecek ve hesaba çekecek. Dünyadaki yaşayışına göre insan ya cennete ya da cehenneme gidecek.

6. Kabir azabını, kabir sualini hak bilmekle olur. Kabir kişinin ameline göre ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukur olacaktır. Münker ve Nekir adlı melekler hesaba çekeceklerdir. Kabirde yatan sabah akşam cennetteki veya cehennemdeki yerini görüp duracaktır.

7. Kıyamet günü herkese amel defteri verileceğini bilmekle olur. İyilere sağ tarafından, kötülere de sol tarafından verilecek, kişi her yaptığını onda görecek. (İsra: 13 – 14)

8. Cehennemin üzerinde kurulu sırat köprüsünü ve cennetin cehennemin varlığını kabul etmekle olur.

9. Cennettle müminlerin Allah'ı apaçık göreceklerini kabul etmekle olur.

10. Hz. Muhammedin şefaatinin hak olduğunu kabul etmekle olur.

11. Allah Resulünün mucizelerini bilhassa miracını kabul etmekle olur. Bunu ancak küfür ehli red eder.

12. Sadaka –i cariye olayını ve duanın, sadakanın ölenlere ulaştığını kabul etmekle olur.

13. İslam’ın diğer dinlere, Kur'an-ın diğer kitaplara ve Muhammed (as)ın diğer peygamberlerden üstünlüğünü kabul etmekle olur.

14. Cenab–ı Allah'ın adil olduğunu kimseye zulmetmediğini ve etmeyeceğini kabul etmekle olur.

15. Yüce Allah'ın şekilden ve mekandan münezzeh olduğunu bilmekle olur.

16. Rızkı, ömrü verenin Allah olduğunu bilmekle olur.

17. Müslüman’ın önce Allah'ın emirlerine uymak, sonra da peygamberinin sünnetine uymakla mükellef olduğunu bilmekle olur.

18. Yardımın ve kurtuluşun ancak Allah’tan olduğunu bilmek ve kabul etmekle olur.

19. Mezhepsiz olmaktan imansız gitmekten korkmakla olur.

20. Allah'ın affından ve rahmetinden ümit kesmemekle olur. Kur'an-da Allah'ın rahmetinden ancak kafirlerin ümit keseceği bildirilmiştir.

Kısacası bir insanın Müslüman kalabilmesi ve Müslüman olarak ölebilmesi için;

- Düzgün bir iman,

- Dininin emir ve yasaklarını iyi bilmesi,

- İmanını koruyacak ameller işlemesi,

- Dinini doğru kaynaklardan ve kişilerden öğrenmesi,

- Dininden, imanından gevşeklik göstermemesi gerekir

 
  Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol